12 Temmuz 2010 Pazartesi

Ruhların Tacizi

Portsmouth şehrinin Florida caddesinde sakin bir öğleden sonraydı. Halbuki yatak odasındaki yorgan ve çarşaflar diğer günlerdeki gibi havada uçuşup odanın muhtelif yerlerine dağılmışlardı. Ancak o gün bu tuhaflıklara bir tanesi daha ilave olmaktaydı. Birden yatağın yanında duran komodinde yerinde duramıyarak üç adım kadar büyük bir gürültüyle öne gelmişti.
Bu arada koridorda bir etajerin üzerinde duran vazoda havalanıp büyük bir süratle 4 metre ilerdeki pencereye çarpıp camını parçalamış, Bulaşık makinesinin yanındaki dolapta duran bir böcek ilacıda birden dolabın kapağının açılmasıyla dışarı fırlamış ve Bayan Daughtery başının arkasına çarpmıştı. Ayrıca mutfak dolaplarını kapıları açılmış ve içinde bulunan tuz , biber gibi şeylerin içinde bulundukları kutularından dışarıya fışkırıp mutfak tezgahlarını üzerine saçılmış , ve sadece onların duyduğu bir müziğin temposuna uyarak on dakika tezgahta dans figürleri çizmişlerdir.
Bayan Daughter’in 13 yaşında ki torunu Claveland Harmon ki Baba Annesi ve dedesiyle beraber oturmaktaydı; hızla oturduğu iskemleden yere fırlarılmış ver elindeki okul defteri ve kitaplar kuşlar gibi kanat çırparak odada dolaşmaya başlamışlardı.

İnsanların çoğunun anlamadıkları bir olayla yaptıkları gibi bu olay karşısında Bayan Daughtery ‘ler polisi çağırmışlardır. İlk önce olaydan bir kaç saat sonra tahminen saat 19 da polis müdürlüğünden iki memur geldi. Kendilerine anlatılan olaylar ve evin halini görünce şaşkın bir şekilde olan polisler bunun evde oturan iki yaşlı insana bir münasebetsiz tarafından şaka yapıldığını düşünerek karakoldan özel eğitimli bir köpek getirerek evin her tarafını aratmışlardır.
Köpek yaptığı araştırmada evde hiç bir şey bulamamış fakat hayvanın bacağına sert bir cisimle çarpılıp hayvanın yaralanmasına sebep olunmuştur. Ama bunu yapan hiç kimseyi görmeyen polisler köpeğin araştırması sırasında bir yere çarptığına karar vererek onu veterinere göndermişlerdir. Ancak Bayan Daughter polisleri uyarmıştır. “ Burada ortalıkta böyle durursanız her an size bir şey çarpıp yaralıyabilir “ diye.
Cuma ve Cumartesi geceleri bu acayip olaylar tekrar başladı. İki gecede saat 04: 00 civarında başladı ve bir kaç saat devam etti. İlk önce muhtelif eşyaların evin içinde oradan oraya atılmasıyla başladı. Pipo, teneke kutu, kitap, vazo,lamba buna benzer ortalıkta ne varsa. Nesneler aniden ve büyük bir süratle fırlıyorlardı.
Evin bütün pencerelerinin dışardan ve içerden fırlayan nesnelerle camları kırılmıştı . Cumartesi olaylar biraz daha değişik bir hal aldı yine evin içinde eşyalar yer değiştiriyor ve fırlatılıyordu ancak buna ilaveten salonun duvarında aralıklarla resimler daha doğrusu birbirinin devamı olan bir şeyin resmi “ fram” leri yani enstantaneleri veya hareketsiz resimler görülüp kaybolmaktaydı. Bunlar bir daire şeklinde duvarda hareketli olarak gözükmekte ve sonra kaybolmaktaydı.
Tekrar acil polis çağrıldı fakat gelen polis olayları gözlemledi ama rapor bile yazmadan bir şey yapmadan ayrıldı. Zira Polis Merkezi bu olayları izah eden bir rapor yazılsaydı bunun üst makamlarca pek ciddi olarak karşılanmıyacağı bilhassa bunları iki yaşlı kişinin evinde oluşları dahada fazla şüphe uyandıracaktı.

Cumartesi gecesi birden olaylarda bir azalma oldu. Sadece iki pencere camı kırıldı bir pipo havada uçtu ve çok iyi kalite domates salçası kapalı kutusundan boşalıp etrafa saçıldı. Bu salçalar salonun tam ortasında duran Charles ve Cleveland’a geldi ancak bunların nereden ve nasıl fırlatıldığı görülmedi ve bu salçanın nereden geldiği de belirlenemedi zira evde o marka salça bulunmamaktaydı.
Bu olaylar ilk önce Daughterly nin komşuları arasında yayıldı sonra mahalleye en sonundada gazeteler tarafından duyuldu. Joseph .V. Phillips ; Norfolk Virginian – Pilot gazetesinde olayla ilgili bir yazı yazmak için eve geldi . evdeki olayları olurken gördü ve “ Bugüne ve bu gördüklerime kadar Ruhsal Varlıklara inanmazdım “ dedi.

Yanında bir de fotoğrafçı getirmiş olan Phillips olanlardan sonra bayağı bir şok geçirdi. Phililps Bayan Daugherty ‘nin evine hastaneden gönderilmiş olan ve devamlı olarak yaşlı bayan ve kocasının sihhati ile ilgilenen hemşire ile aynı zamanda geldi. İsmi Marion Bivens idi .

Hemşire bayan Daughtery’nin tesiyonunu ölçmek için gelmişti zira aynı zamanda yüksek tansiyon hastası idi. İçerde ikiside ortadaki salonda bulunan bufeye dayanmış bir vaziyette durumu konuşuyorlar ve yaşlı bayanın kocasını bekliyorlardı. Birden hemşire bir çığlık atarak öne doğru fırladı . Phillips de şaşkın şaşkın ona ne olduğunu sordu. Hemşire bir şey onu büfenin yanına doğru çektiğini söyledi . Buna şaşıran Phililps kendisinin bir şey yapmadığını ileri sürdü ve Büfenin yanına gidip baktı. Bir şey yoktu. Tam hemşireye yanılmışınız size öyle gelmiştir hiç bir şey yok burada demeğe hazırlanıyordu ki bu kere kendisi önündeki büfenin birden sağ tarafa doğru yarım metre kaydığını ve içinden tuhaf sesler geldiğini gördü. Öyle şeşırmıştıki ne yapacağını bilemeden öyle kaldı.

Bu sırada biraz evvelde elinde tutup üzerindeki resimleri inceleyip tekrar büfenin üzerine koymuş olduğu mavi renkteki vazoyu pencereden dışarda hızla uçarak ön duvara çarpıp parçalandığını gördü. Büfenin üzerine baktı vazo orada değildi. Vazonun büfenin üzerinden Alınıp o duvara atılabilmesi için bir koridor geçmesi . Kapalı sokak kapısını açması evin iki köşesini geçmesi sonrada hızla duvara çarpması gerekmekteydi.

Fotoğrafçı hızla öbür salona orada biri olup olmadığına bakmak için gittiğinde Phillips de yavaş yavaş salon gitti tam kapıdan girerken karşıdaki masada duran biraz evvel çay içmiş oldukları çay bardağı gözünün önünüde havalanıp tam ayaklarının altına kadar 5 metre havada bir uçuş yaptıktan sonra hiç kırılmadan ve tabağının içinde yere düşmüştü.
O sırada Hemşire Bayan Birdens ‘e baktı ve onun korku içinde evi terk ettiğini gördü. Phillips daha sonra o günü anlatırken olaylara şahit olmuş dört beş kişi vardı. Ben bilhassa o fincan son sürat yokluktan var olup ayaklamın dibinde parçalanaşından etkilendim. Onu bana atabilecek kimseler yoktu etrafımda hakikaten yoktan sanki başka bir alem veya boyuttan geldi gibi oldu.

İşin aslı diğer enteresan yanı ben bu olayların olduğu anlarda bayağı heyecanlanmış hatta sinirlenmiştim. Halbuki aynı şekilde bütün olalara şahit olan Bayan Daughtery hiç bir şekilde en küçük heyacan veya sinir belirtisi göstermeden sanki olan bu olaylar onun evinde olmuyor kırılan ve atılan eşyalar onun değilmiş gibi soğuk kanlı bir şekilde sesizce seyir etmekteydi.

Bana “ Ne sinirliyim nede bu ruhsal varlıklardan korkuyorum “ dedi. Ancak başka bir şey onu hem sinirlendiriyor hemde korkutuyordu. Dışarda birikmeye başlayan halk toplluluğu. Zira Phillips ‘in yazısı şehir gazetesinde yayınlanmasıyla tahminen 10 000 kişi Evi ve civarı ziyaret etmek için akın etti. Polis mecburen yolun girişlerini kapatı ve ancak o sokakta oturanlara geçiş izni vermeğe başladı.

Gelen halk eve girip hayaletleri ve olanları görmek için israr etmeğe hatta işlerinden bazıları kendilerini Hayalet avcısı olarak tanıtıp evdeki hayaleti yok etmeği teklif ettiler. Ancak daha sonra sarhoş oldukları anlaşılıp etrafta hadise çıkarmaktan tevkif edildiler.

Bunu üzerine polis çare olarak sokağın Bayan Daugherty cenahını barikadlarla çevirip ancak gezip görmek isteyenlerin yolun diğer yarısından yürüyerek geçmelerini ve evide sadece dışardan önünden geçerken görmelerine izin verdi. Bunun içinde günün 24 saatinde 12 polis ve iki polis köpeği devamlı olarak nöbette beklediler. Gruplarda 600 – 800 lik kişiler olarak sokaktan toplu geçişine izin verdiler.
Böylelikle yinede bir intizam doğmuş ayrıcada halkında istediği bir şekilde olmuştu. Bu şekilde bir hafta sonra az az insan akını azaldı buna karşında polis nöbetide 24 den 12 ye ikinci hafta ise 12 den 6 ya kadar indi. Daha sonra sadece iki polis memuru değişerek 24 saat kapıda nöbet tuttular. Ama barikatlar ve “ keep Away “ - Uzak Durun – yazısı bir ay kadar kaldı.
Dr. Roll Dr Pratt, ve Hugh Lynn Cayve evi gezmşler bunlardan Pratt bu olayların kendisinin şimdiye kadar incelemiş olduğu diğer olaylardan çok daha farklı olduğunu. Burada bir çok eşyanın dışarı atılması havada uçması ve aynı anda evde yaşayan bir “ teenager “ Ergenlik çağında bir insan bulunması , ve üstelik bu gencin hayatından memnun olmaması çok dalgın ve küskün olması bu olayların patlak vermesine sebep teşkil etmiş olabileceğini ileri sürmüştür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder